Hakan Korkmaz

Tarih: 16.12.2025 14:10

Biz Yanlış Yaptık?

Facebook Twitter Linked-in

 

Eskiden…
Bizim okuduğumuz yıllarda okullar sadece ders anlatılan yerler değildi.
Okullar; çocukların kendini tanıdığı, yeteneğini keşfettiği, hayal kurabildiği mekânlardı.

Tiyatro kolu vardı mesela…
Sahneye çıkmak isteyen çocuklar için.
Müzik kolu vardı; notalarla kendini anlatanlar için.
Spor kolu vardı; yeşil sahada ter dökenler, okul formasıyla mücadele edenler için.
Sanat kolu vardı; çizgilerle, renklerle dünyayı başka türlü görenler için.

Bir de teknik iş sınıfları…
Ortaokuldaydık.
El becerisi olan arkadaşlarımız oradaydı.
Bugün kimi marangoz, kimi elektrik ustası, kimi kendi işinin patronu.
Hayata tutunmayı, üretmeyi okulda öğrenmişlerdi.

Tiyatro kolundan yetişip bugün hâlâ o hevesi taşıyan insanları gördükçe içim ısınıyor.
Demek ki bir çocuk doğru yerde, doğru zamanda desteklenirse o kıvılcım sönmüyor.

Rahmetli babam mesela…
İstanbul Haydarpaşa Lisesi ikinci sınıf terkti.
Ama, matematiği, genel kültürü, hayata bakışıyla;
Yaşadığı süre boyunca üniversite mezunu, akademik kariyer yapan birçok insanın önündeydi.
Bilgi dağarcığına kimse su dökemezdi.
Öyle bir eğitim almıştı...

Şimdi dönüp bugüne bakıyorum…
Eğitim sistemimiz, yetiştirdiği öğrenciler üzerinde ne kadar etkili?
Öğretmenlerimiz bilgiyi aktarırken ne kadar donanımlı, ne kadar destekleniyor?
Ordu’nun, ülkenin başarı sıralamalarını titizlikle izliyoruz ama sormadan geçemiyoruz:

2025 yılında liseden mezun olan kaç öğrencimiz ikinci bir yabancı dili gerçekten biliyor?
Neden bir Rus genci gibi iki, hatta üç dil öğrenerek hayata atılamıyoruz?
Neden özgüveni düşük, diploması var ama yönü olmayan gençler yetiştiriyoruz?

Üniversite mezunu olup üç harfli marketlerde çalışmak zorunda kalan gençler bu ülkenin suçu mu?
Hayır.
Bu, sistemin hatası.

Biz bir yerlerde yanlış yaptık.
Yeteneği ölçmedik, hevesi görmedik, farklı olanı desteklemedik.
Herkesi aynı kalıba soktuk.

Artık geçmişi özlemek yetmiyor.
Bugünü doğru okumak, geleceği cesurca inşa etmek zorundayız.
Teknolojiyi en iyi şekilde kullanmalı, eğitimin merkezine koymalıyız.
Ama bunu yaparken insanı, hayali, yeteneği unutmamalıyız.

Tiyatroda rol almak isteyen çocuk için sahne açmalı.
Yeşil sahada top koşturmak isteyen için forma vermeliyiz.
Sanata gönül verenin yolunu kesmemeli, aksine aydınlatmalıyız.
Mezun olup “başarı” diye anlatılan yolları, daha okul sıralarındayken göstermeliyiz.

Ben gerçekten bir şeylerin düzelmesi gerektiğine inananlardanım.
Çünkü bu ülkenin çocukları çok daha fazlasını hak ediyor.

Ve hâlâ inanıyorum…
Doğru eğitimle, doğru yönlendirmeyle,
o eski günlerdeki gibi umut dolu okullar yeniden mümkün...

Kalın sağlıcakla.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —