Hakan Korkmaz

Tarih: 30.04.2025 09:00

Kitapların sessiz dünyasında Ünye sizce nerede?

Facebook Twitter Linked-in

Rafların arasında dolaşırken karşınıza çıkan her yeni kitap, bir dünyanın kapısını aralar. Ancak bu fuarlarda asıl dikkatimi çeken; kitaplarla hayatını zenginleştiren, dünyayı farklı yazarların penceresinden izleyen okurlardır. Onlara hayranlıkla bakar, sessiz ama derin dünyalarına gıptayla tanıklık ederim.

Ünye’de bu anlamda örnek gösterebileceğim ender kişilerden biri, Aile Hekimi Dr. Ali Ateş’tir. Sosyal medyada paylaştığı kitap listeleri, edebi alıntılar ve nitelikli eser tercihleriyle farklı bir entelektüel profil sergiliyor. Özellikle mesai sonrasında kendine ait bir köşe bulup, kitaplarını çay ya da kahve eşliğinde okuma alışkanlığı, onun bu yolculuğa ne kadar değer verdiğini gösteriyor. İnsanlardan etkilenmeden, ama çevresine duyarsız kalmadan… 

Zira kimi zaman, Ünye’de karşılaştığı düzensizlikleri fotoğraflayıp eleştirel bir bakışla paylaşması, onun sadece bir okur değil, aynı zamanda duyarlı bir kentli olduğunun da göstergesi.

Günümüzde telefonu elinden düşürmeden dünyaya bağlanmaya çalışan insanlara bakınca, Ali Hoca’nın kitabıyla kurduğu dünya daha da anlam kazanıyor. Onu, bir işletmenin en sessiz köşesinde kitabıyla baş başa görmek mümkün. Böyle insanlar, şehirlerin kültürel omurgasını oluşturur.

Kitap fuarlarına dönersek… 

Gidenler bilir, özellikle ilgililerin yoğun ilgi gösterdiği, her yaş grubundan insanın katılım sağladığı alanlardır. Fuar alanında yürürken, “Bu kadar kitap okuyan insan gerçekten var mıydı?” diye düşünürken, bir yandan da umutlanırsınız. Özellikle öğrencilerin kitaplara gösterdiği ilgi takdire şayandır. Geçtiğimiz günlerde bir öğrenciye en son okuduğu kitabı sorduğumda, üç farklı yazardan bahsetmesi beni son derece mutlu etti mesela.

Kendi kendime sordum sonra: “Ben en son ne okudum?”
Patrick Lencioni’nin Ekiplerin Beş Temel Aksaklığı adlı kitabıydı. Kitap, ekip yönetimi konusunda önemli ve pratik bilgiler sunuyordu. Ancak aynı zamanda kişisel eksikliklerimi de fark etmemi sağladı. 

Tatil beldelerinde kitap okuyarak güneşlenen yabancı turistler geldi aklıma. Bizlerse çoğunlukla telefonlarımızla meşgulüz. Bu karşılaştırma düşündürücüydü.

Geçtiğimiz haftalarda Amasya’ya yaptığım bir gezide tur otobüsünden inen Japon turistler dikkatimi çekti. Yaşları 65’in üzerindeydi ve büyük çoğunluğu kadındı. Ellerindeki kitaplarla, belli ki tarihi mekânların bilgilerini okuyorlardı, belki de sadece vakit geçiriyorlardı. Ancak o kitaplarla kurdukları bağ dikkat çekiciydi.

İşte bu yüzden diyorum ki: Ünye farklı olmalı.
Sessizliğin, düşüncenin ve kültürel üretimin adresi olmalı.
Kitap kafeleriyle, yaş grubu ayırt etmeksizin her okura hitap eden, Üniport Avm üst katında olduğu gibi, modern kütüphaneleriyle, okuyan insanların buluştuğu bir şehir hüviyeti almalı.

Bu sadece bir temenni değil, aynı zamanda yerel yöneticilerimizin, sivil toplum kuruluşlarının ve eğitimcilerimizin öncelikli gündemlerinden biri olmalı. 

Çünkü kitap, sadece bireyi değil; toplumu da değiştirir.

Belki de en ihtiyacımız olduğu günlerde…

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —