Her ne kadar, Fatsa Çevreyolu için bir hareket görünmese de trafik yoğun bir şekilde akıyor.
Ancak bugünlerde bu önemli yolun özellikle bir detayı, sürücüler kadar yerel yöneticileri ve sorumlu kurumları da ciddi şekilde düşünmeye sevk etmeli:
Her iki yönde sağ şerit bozuk ve çöküyor!
Ordu ve Ünye arasında gözle görülür biçimde deformasyona uğrayan sağ şeritler, özellikle ağır tonajlı araçların geçişinden sonra adeta kullanılmaz hale geliyor. Kamyonlar, tırlar ve hafriyat araçları bu şeritleri sürekli kullandığı için zamanla asfaltın altında çökmeler, üstünde yarıklar, hatta yer yer tehlikeli kasis benzeri kabarmalar oluşmuş durumda.
Özellikle Yunus Emre Tünelleri doğu ve batı yönünde Fatsa ve Terme aksında yoğun hissediliyor.
Bugün Karadeniz Sahil Yolu’nda seyir halindeyseniz, özellikle sağ şeritte ilerlerken adeta bir slalom yapar gibi direksiyon kullanmak zorundasınız. Zira bazı bölümler sürücüler için sadece konfor değil, güvenlik riski anlamına geliyor. Bu bozulmalar ani manevraları, şerit değiştirme zorunluluğunu ve dolayısıyla kimi zaman kazaları da beraberinde getiriyor.
Yolun çok eski olmamasına rağmen bu kadar hızlı deforme olması, akıllara şu soruyu getiriyor:
• Kullanılan asfaltın kalitesi yeterli mi?
• Yolun taşıma kapasitesi ağır tonajlı trafiğe uygun şekilde mi projelendirildi?
• Yol bakım ve izleme çalışmaları yeterince düzenli mi yapılıyor?
Bu Yolun Yükü Hafif Değil!
Karadeniz Sahil Yolu, sadece bir şehirlerarası yol değil; liman bağlantılı ticaretin, sanayi taşımacılığının ve bölgesel lojistiğin ana omurgası. Bu nedenle ağır tonajlı araç trafiği, bu yolda bir istisna değil, adeta olağan trafik türüdür. Ancak bu olağan trafik, olağanüstü bir yıpranmaya sebep oluyorsa burada planlama, uygulama ya da denetim eksikliği var demektir.
• Yolun belirli bölümleri ağır tonajlı trafiğe özel, güçlendirilmiş asfaltla yeniden yapılmalı.
• Sağ şeritlerde acil bakım-onarım çalışmaları başlatılmalı.
• Denetim ve bakım sistemleri sadece yapım sonrası değil, sürekli ve döngüsel olmalı.
Ordu ve Ünye’de yaşayan bir vatandaş, her gün bu yolda seyahat eden bir sürücü ve bir yayıncı olarak soruyorum:
Yeni yapılan bir yol bu kadar çabuk bozuluyorsa, bu “yolun” sonunda kimi sorumlu tutacağız?
Yerel yöneticilerden Karayollarına, müteahhit firmalardan teknik denetim kuruluşlarına kadar herkesin sorumluluk alması gerekmiyor mu?
Çünkü bu yol sadece araç değil, can taşıyor.
Haksız mıyım?
Kalın sağlıcakla…
